İslamiyet'in ilk yıllarında Peygamberimiz Mekke'de görevini yapmaya çalışırken Mekke müşrikleri O'na çok eziyet ve kötülük ettiler. Hz. Muhammed ve müslümanların yurtlarını terk edip Medine'ye hicret etmelerine sebep oldular. Ancak Peygamberimiz 630 yılında Mekke'yi fethettiğinde bu kişiler haklarında verilecek kararı beklemeye başladılar.
HZ. MUHAMMED'İN (S.A.V.) MERHAMETLİ VE AFFEDİCİ OLUŞU
• Merhamet; canlılara sevgi ve şefkatle yaklaşmak demektir. Bu duyguyu en güzel yansıtan kişi olan Peygamberimiz, inanan ya da inanmayan herkese merhametle yaklaşırdı. O (s.a.v.) merhametli, hoşgörülü, affedici, kibar olduğu için insanlar kısa sürede O'nun etrafında toplanmış, Müslümanlığı kolayca kabul etmişlerdir.
• Peygamberimiz İslam'ı anlatmak için Taif şehrine gittiğinde, Mekkeli müşriklerin kışkırtmasıyla Taifliler O'na taş attılar, eziyet ettiler, yoluna diken attılar. Ancak Hz. Muhammed bu duruma çok üzüldüğü halde yine de onlara beddua etmedi. Onlar için "Rabbim! Halkımı bağışla, onlar ne yaptıklarının farkında değiller." diye dua etti.
• Peygamberimiz savaşta bile çocuklara, kadınlara, sivillere, çevreye zarar verilmemesini istemiştir. Bir savaşta çocukların da öldüğünü öğrenip üzülen Peygamberimize "Üzülme, onlar düşman çocukları" dediklerinde "Düşmanların çocukları bile olsalar, çocuklar sizden iyidirler. Çocukları sakın öldürmeyin." buyurdu.
• Peygamberimiz hayvanlara da merhametle yaklaşırdı. Bir gün arkadaşlarıyla birlikte bir yolculuk sırasında dinlenmek için durmuşlardı. Durdukları yerde kuş yumurtaları buldular. Birisi yumurtaları alınca kuş büyük bir korku içinde kanatlarını çırpmaya başladı. Peygamberimiz o kişiye hemen yumurtaları yerine koymasını söyledi.
• Peygamberimiz çocuklarla şakalaşır, ilgilenir, onları kucağına veya sırtına alır, severdi. Kucağındaki bir çocuğu öperken onu gören birisi "Ya Resulallah! Benim on tane çocuğum var ama hiçbirini öpmedim." deyince hz. Muhammed "Kalbinde merhamet kalmamışsa ben ne yapayım. Merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez." buyurur.
• Peygamberimiz yetimlere, kimsesizlere de merhametliydi. Medine'de Mescid-i Nebi'nin (Peygamber mescidi) yanına yaptırdığı Suffe'de kimsesizler ve yetimler kalıyordu.
• Onbir yaşından itibaren Peygamberimizin yanında kalan Enes bin Malik'in anlattığına göre "Resulullah bir gün Enes'i bir iş için gönderir. Enes, sokakta oynayan çocukları görünce onlara katılır ve oyuna dalar. Aradan hayli zaman geçip de Enes gelmeyince Peygamberimiz onu aramaya çıkar. Çocuklarla oynadığını görünce arkasından yavaşça gelir ve ensesinden tutar. Enes irkilerek dönünce karşısında gülümseyen Peygamberi görür. Peygamberimiz "Enesciğim. sana söylediğim yere gittin mi?" diye sorunca Enes de "Hemen gidiyorum Ya Resulallah!" diye cevap verir.
• Hz. Muhammed diğer din mensuplarına da hoşgörülü davranmıştır. Bir gün Necran Hristiyanları O'nu ziyarete geldiler. Tam ziyaret saatinde Müslümanlar ikindi namazına yöneldiler. Bu sırada Hristiyanlar da mescidin doğu tarafına yönelerek kendi ibadetlerini yapmaya başladılar. Bunu gören bazı sahabeler Hristiyanlara engel olmak istediler ama Peygamberimiz engin hoşgörüsüyle onların da kendi ibadetlerini yapmalarına izin verilmesini sağladı.
• İslamiyet'in ilk yıllarında Peygamberimiz Mekke'de görevini yapmaya çalışırken Mekke müşrikleri O'na çok eziyet ve kötülük ettiler. Hz. Muhammed ve müslümanların yurtlarını terk edip Medine'ye hicret etmelerine sebep oldular. Ancak Peygamberimiz 630 yılında Mekke'yi fethettiğinde bu kişiler haklarında verilecek kararı beklemeye başladılar. Hz. Muhammed Kabe önünde toplanan halka seslendi: "Ey Kureyş topluluğu! Benden ne umuyorsunuz? Size nasıl davranacağımı sanıyorsunuz?"
Onlar da hayır (iyilik) beklediklerini söylediler. Bunun üzerine Hz. Muhammed:
"Bugün ben size Yusuf Peygamberin kardeşlerine dediğini diyeceğim. Size hesap sormak yok, hepiniz serbestsiniz, evlerinize gidiniz." dedi ve Mekkelilerin hepsini affetti.
• Oğlu İbrahim bir buçuk yaşındayken vefat edince Peygamberimiz onun acısına dayanamadı. İbrahim'i bağrına basıp öpmeye, koklamaya başladı ve bir yandan da ağlıyordu. Bunu gören arkadaşları çok şaşırdılar ve "Siz de mi ağlıyorsunuz?" diye sordular. Hz. Muhammed şöyle dedi: Göz yaşarır, yürek sızlar. Ancak biz Rabbimizin hoşuna gitmeyen bir söz söylemeyiz. Bil ki ey İbrahim! Senin ayrılığına dayanamıyoruz."
» "(Resulüm) Biz seni alemlere ancak rahmet olarak gönderdik." (Enbiya suresi, 107. ayet)
» "Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir." (Tevbe suresi, 128. ayet)
» "O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın. Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet, bağışlanmaları için dua et..." (Al-i İmran suresi, 159. ayet)
» "Sen öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin." (Gâşiye suresi, 21, 22. ayetler)
» "Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin." Hz. Muhammed (s.a.v.)
» "Yetimi sevindirmek kalbi yumuşatır." Hz. Muhammed (s.a.v.)
» "Hoşgörülü ol ki hoş görülesin." Hz. Muhammed (s.a.v.)
8. sınıf 4. ünite diğer konular
• Ünitenin Önemli Kavramları
• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Doğruluğu ve Güvenilir Kişiliği
• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Merhametli ve Affedici Oluşu
• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) İstişareye Önem Vermesi
• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Cesareti ve Kararlılığı
• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Hakkı Gözetmedeki Hassasiyeti
• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) İnsanlara Değer Vermesi
• Kureyş Suresi ve Anlamı