Hz. Muhammed (s.a.v.) de risâletini tebliğe başladığı ilk günden itibaren görevinin son anına kadar kararlılığını devam ettirmiştir. İki büyük destekçisi eşi Hz. Hatice (r.a.) ve amcası Ebu Talib’i kaybetmenin üzüntüsünü üzerinden atamamışken tebliğ için Taif’e giden Resûlullah (s.a.v.), burada kötü karşılanmıştır. Taşlanmasına ve ayaklarının kanlar içinde kalmasına rağmen sebatını bozmamış ve ümitsizliğe düşmemiştir.
HZ. MUHAMMED'İN (S.A.V.) DAVASINDAKİ CESARETİ VE KARARLILIĞI
• Hz. Muhammed’in (s.a.v.) kişisel özelliklerinden biri de cesur olmasıdır. O, en zor ve sıkıntılı anlarda bile cesaretinden bir şey kaybetmemiştir. Mekkeli müşriklerin İslam’ın yayılmasına engel olma çabalarına hatta Taif’te müşrikler tarafından taşlanarak şehirden çıkarılmasına rağmen içinde bulunduğu toplumun inanç ve âdetlerinin yanlış olduğunu cesaretle söylemiştir. Hz. Peygamberin bu kararlılığı karşısında yaptıkları baskıların işe yaramadığını gören müşrikler Hz. Muhammed’e (s.a.v.) kendilerince cazip teklifler sunmuşlardır. Allah Resulü “Güneş’i sağ elime, Ay’ı da sol elime verseler yine de yolumdan dönmem…” buyurarak cesaretini ve kararlılığını ortaya koymuştur.
• Mekke’de müşriklerin baskıları nedeniyle İslam’ı tebliğ etme imkânı kalmayınca Hz. Muhammed (s.a.v.), Allah’ın (c.c.) izin vermesiyle Medine’ye hicret kararı aldı. Kendisi başta olmak üzere bütün Müslümanlar inançları uğruna her şeylerini geride bırakıp yola düştüler. Hicret esnasında müşrikler tarafından takip edildikleri için Hz. Ebubekir (r.a.) ile Sevr mağarasına sığınan Hz. Peygamber (s.a.v) en zor zamanda “... Üzülme! Allah bizimle beraberdir...” (Tevbe suresi, 40. Ayet) diyerek yol arkadaşını teselli etmiş ve cesaretini korumuştur.
• Son derece yumuşak huylu, sakin bir tabiata sahip olan Hz. Muhammed (s.a.v.), yeri geldiğinde hak ve hakikat uğrunda cesur ve yürekliydi. Bedir Savaşı’nın en şiddetli anlarında, bin kişilik müşrik ordusu karşısında üç yüz kişilik Müslüman ordusu telaşa kapıldıklarında ona sığınıyor, onu kendilerine siper yapıyorlardı.
• Hz. Âdem’den (a.s.) Hz. Muhammed’e (s.a.v.) dek Allah’ın (c.c.) bütün elçileri sıkıntılar karşısında davalarıyla ilgili herhangi bir gevşekliğe ya da ümitsizliğe kapılmamışlardır. Vazgeçmek yerine Rablerine sığınıp O’ndan yardım dilemişlerdir.
• Hz. Muhammed (s.a.v.) risâletini tebliğe başladığı ilk günden itibaren görevinin son anına kadar kararlılığını devam ettirmiştir. İki büyük destekçisi eşi Hz. Hatice (r.a.) ve amcası Ebu Talib’i kaybetmenin üzüntüsünü üzerinden atamamışken tebliğ için Taif’e giden Resûlullah (s.a.v.), burada kötü karşılanmıştır. Taşlanmasına ve ayaklarının kanlar içinde kalmasına rağmen sebatını bozmamış ve ümitsizliğe düşmemiştir. Huneyn’de düşmanın pususu karşısında dağılan Müslümanlara yeryüzü bütün genişliğine rağmen dar geldiği anda Hz. Muhammed (s.a.v.) hem düşman üzerine yürümüş hem de ashâbının toparlanmasını sağlamıştır. Yine Hz. Peygamber’in (s.a.v.) müşriklere karşı giriştiği Hendek Savaşı’nda verilen mücadeledeki kararlı tavrı da Kur’an’da dile getirilmiştir.
8. sınıf 4. ünite diğer konular
• Ünitenin Önemli Kavramları
• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Doğruluğu ve Güvenilir Kişiliği
• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Merhametli ve Affedici Oluşu
• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) İstişareye Önem Vermesi
• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Cesareti ve Kararlılığı
• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Hakkı Gözetmedeki Hassasiyeti
• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) İnsanlara Değer Vermesi
• Kureyş Suresi ve Anlamı