Hz. Muhammed'in s.a.v. Daveti: Medine Dönemi (6. Sınıf 4. Ünite)

Peygamber Efendimiz Medine'ye hicret ettiğinde ilk önce bir mescit yaptırdı. Bu mescide Mescid-i Nebî adı verildi. Burası sadece namaz kılınan bir yer olmayıp çok amaçlı bir kurum görevi görüyordu. Ayrıca Mescid-i Nebi'nin bitişiğine Suffe adı verilen odalar yaptırdı.

Mescid-i Nebinin İşlevi:

» Hz. Muhammed her fırsatta Müslümanları burada toplayıp onlara İslam'ın ilkelerini anlatıyordu.

» Özellikle namazlardan sonra bir müddet mescidde kalıp Müslümanlara nasihat ediyordu.

» Medine dışından gelen misafirleri, yabancı ülke temsilcilerini burada ağırlıyor, onları İslam'a davet ediyordu.

Eğitim-Öğretim Etkinlikleri: Peygamberimiz Mescid-i Nebi'nin bitişiğine Suffe adı verilen odalar yaptırdı. Burada yoksul, kimsesiz, yetim kişileri barındırdı. Ayrıca bizzat onlara öğretmenlik yaptı. Onları birer İslam alimi olarak yetiştirip başka şehirlere, topluluklara Müslümanlığı anlatmak için gönderdi.


Toplumsal Barışın Kurulması

Peygamber Efendimiz Medine'ye geldikten sonra bu şehirde yaşayan insanlar ve farklı dini gruplar arasında toplumsal barışın sağlanması için bazı çalışmalar yaptı.

» Mekke'den gelen muhacirlerden her birini, Medineli ensardan biri ile kardeş ilan etti. Kendisine de Hz. Ali'yi kardeş seçti.

» Yıllardır birbirleriyle çatışma halinde olan Evs ve Hazreç kabilelerini barıştırdı.

» Medine'de yaşayan tüm dinî gruplarla (Müslümanlar, müşrik Arap kabileleri, Yahudiler) "Medine Sözleşmesi" anlaşmasını yaptı. Buna göre herkes Medine'yi dış saldırılara karşı beraberce savunacak, Medine'de özgür bir ortam olacaktı.


Medine sözleşmesinin bazı maddeleri:

» Müslümanlarla Yahudiler barış içinde yaşayacaklar.

» Yahudiler kendi dinlerinde serbest olacaklar.

» Dışarıdan bir saldırı olursa Medine birlikte savunulacak.

» Müslümanlarla Yahudiler arasında herhangi bir anlaşmazlık çıkarsa Hz. Muhammed hakem kabul edilecek.

» İki taraftan biri, üçüncü bir tarafla savaşırsa diğer taraf yardımcı olacak.


İslam dininin Medine'de hızla yayılması Mekkelileri endişelendirdi. Çünkü bir gün Müslümanların Mekke'yi ele geçirmelerinden korktular. Müslümanların güçlenmelerini önlemek için hazırlık yapmaya başladılar.

Bedir Savaşı (624): Mekkeliler hicretten sonra Müslümanların Mekke'de geride kalan eşyalarını yağmaladılar. Bunun üzerine Peygamberimiz Medine'den geçmesi planlanan bir Mekke kervanının yolunu kesmeye karar verdi. Bu haberi alan Mekkeli müşrikler bir ordu hazırladılar ve Medine'ye doğru yola çıktılar. Müslümanlar 300 kadar, Mekkeliler ise 1000 kadardı. Müslümanlar ile Mekkeli müşrikler 624 yılında Bedir kuyuları yanında karşılaştılar ve savaşı Müslümanlar kazandı. Peygamberimiz Bedir Savaşı'nda esir aldığı müşrikleri, her biri on Müslümana okuma-yazma öğretmek şartıyla serbest bıraktı.

Uhud Savaşı (625): Mekkeli müşrikler Bedir'in intikamını almak amacıyla 625 yılında Medine'ye doğru 3000 kişilik bir orduyla harekete geçtiler. Peygamberimiz onları 700 kişilik İslam ordusuyla Uhut'ta karşıladı. Hz. Muhammed kritik bir yer olan Uhud Dağı eteklerine elli okçu yerleştirdi ve onlara "Asla yerinizi terk etmeyin" dedi. Savaşın ilk aşamasında Müslümanlar müşrikleri bozguna uğratınca okçular savaşı kazandık diye yerlerini terk ettiler. Bu durumu fırsat bilen düşman atlı birlikleri dağın arkasından dolanıp Müslümanları araya sıkıştırdılar. Bu savaşta müşrikler 23 ölü, Müslümanlar 70 şehit verdi. Peygamberimizin amcası Hz. Hamza da şehitler arasındaydı. Hz. Muhammed (s.a.v.) de bu savaşta yaralandı. Bu savaşta okçuların yerlerini terk etmeleri, Peygamberimizin sözüne uymanın ne kadar önemli olduğu konusunda Müslümanlara bir ders oldu.

Hendek Savaşı (627): Uhud Savaşında istediklerini tam olarak elde edemeyen Mekkeli müşrikler yaklaşık 12000 kişilik bir orduyla 627 yılında tekrar Medine'ye doğru yola çıktılar. Bunu haber alan Peygamberimiz, arkadaşlarıyla durumu görüşüp savunma amacıyla Medine şehrinin etrafına geniş ve derin bir hendek kazdırdı. Hendeği görünce şaşıran müşrikler yaklaşık bir ay kuşatma yaptılar. Sonunda askerin morali kırıldı ve müşrikler Mekke'ye dönmek zorunda kaldılar. Bu savaştan sonra Mekkeliler bir daha Müslümanlara saldırma cesaretini gösteremediler.

Hudeybiye Antlaşması (628): Peygamberimiz hicretin altıncı yılında Kabe'yi ziyaret etmek amacıyla 1500 Müslümanla Medine'den yola çıktı. Bunu haber alan müşrikler onları engellemeye çalıştılar. Bunun üzerine Hudeybiye denilen yerde iki taraf arasında bir anlaşma imzalandı. Hudeybiye Antlaşması, Mekkelilerin Müslümanları resmen tanıdıkları ilk antlaşma oldu. Bu antlaşmayla sağlanan barış ortamında birçok Arap kabilesi Müslüman oldu. Ayrıca Peygamberimiz Bizans, İran, Mısır ve Habeşistan ülkelerinin hükümdarlarına elçilerle İslam'a davet mektupları yolladı.

Hudeybiye Antlaşmasının Maddeleri:

» Müslümanlar Kabe'yi ancak ertesi yıl ziyaret edebilecekler, yalnız orada üç günden fazla kalamayacaklardı.

» İki taraf birbiriyle on yıl savaşmayacaktı.

» Mekkeli bir kimse İslam'ı kabul edip Medine'ye sığınırsa iade edilecek, Medineli bir Müslüman Mekke'ye sığınırsa geri verilmeyecekti.

Mekke'nin Fethi (630): Hudeybiye antlaşmasından iki yıl sonra Mekkeli müşrikler antlaşmayı bozdular. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz Mekke'yi fethetmek üzere 10.000 kişilik bir orduyla yola çıktı. Müşrikler karşı koymadan ve önemli bir çatışma olmadan Mekke 630 yılında Müslümanlar tarafından fethedildi. Hz. Muhammed (s.a.v.) Kabe'yi putlardan temizletti ve orada Allah'a şükür için namaz kıldı. Ardından Mekkelilere bir konuşma yaptı. Artık düşmanlıkların, kavgaların sona erdiğini, gerçek üstünlüğün takvada olduğunu söyleyip genel af ilan etti ve herkesi bağışladı. Bu tutum karşısında Mekkelilerin büyük bir kısmı İslam'ı kabul etti.


6. sınıf 4. ünite diğer konular

• Ünitenin Önemli Kavramları

• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Daveti: Mekke Dönemi

• Mekke'den Medine'ye Hicret

• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Daveti: Medine Dönemi

• Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Vefatı

• Peygamberimizin Veda Hutbesi

• Nasr Suresi ve Anlamı